Her
 mübadil evinde bir “kara çölmek” bulunur. Tek katlı kerpiçten yapılmış 
evlerin önünde yüksek duvarları ile çevrilmiş geniş avlular vardır. Bu 
mekânlar ailenin yazlık mekanıdır. Toprak zemin tertemiz süpürülmüştür. 
Avlu duvarının uygun bir köşesinde üzeri hafif kapalı ocaklıklar vardır.
 Bu ocaklar basit taşlarla düzenlenerek çamaşır günleri su kazanları 
konarak sıcak su kaynatılır. Mübadil dilinde çamaşır lafı pek 
kullanılmaz. “Giisi” denir. 
İşte bu ocaklarda büyük kazanlardaki suyun 
kaynaması için alttan çalı çırpı ile beslenen ateşin iyice yandığı bir 
kenara o lezzetli “küü fasülünü” koydukları “kara çölmeği” iyice ve 
dikkatlice yerleştirirler. Akıllı ve tasarruflu Rumeli kadını böylece 
hem çamaşır suyunu hazırlayıp çamaşırını yıkar, hem de bu ateşten 
faydalanarak lezzetli “çölmek fasülünü” pişirir. “Fasül” soğanlanır. 
Yerken tahta kaşıkla yenir. İşte bu değerli “fasülü” “paaça ekmee” ile 
yemek üzere “çölmeğin aazı” dökülmeyecek şekilde sıkıca bağlanır.
 
